Dokuzuncu Çocuk

DOKUZUNCU ÇOCUK



Çocuk, okuldan geldiği gibi çantasını ve kitaplarını kapının önüne yığıp sokakta bekleyen arkadaşlarının yanına koştu.

Okuldan gelirken buldukları patlak bir futbol topunun içini yumuşak malzemelerle doldurup koli bandıyla bantlayarak hayal edemeyecekleri kadar güzel bir topları olmuştu.

Şimdi hepsi birer "milyon dolarlık futbolcu" olmuştu.

Topları da olduğuna göre artık maç yapmaya başlayabilirlerdi. Ancak şimdi birkaç sorunları oldu. Herşeyden önce iki takım kurmak gerekiyordu. Ancak dokuz kişilerde ve seçim yapmak epey kavgalı olacak gibiydi.

Genlerine işlenmiş gibi bildikleri, akıllarına ilk gelen çözüme başvurdular. İki kişi kendi takımlarını kurmak için karşı karşıya geçip "adım alma" yöntemiyle başladılar: "alırım, veririm, ben seni yenerim." "alamazsın, veremezsin, sen beni yenemezsin"

Takımına adam seçen iki kişi haricindekiler hep heyecanlı bir bekleyiş içindeydiler. Daha güçlü olduğunu düşündükleri takımın kaptanı adam seçeceği an
"beni seç, beni seç" diye geçirdiler içinden birbirlerinden habersiz, ama hep beraber.

Ve her iki takımın kadrosu da belli olmuştur. Dokuzuncu çocuk ise hem sona bırakılmanın hüznü hem de güçlü takımda olmanın umuduyla kaptanların ne karar vereceğini bekliyordu.

Aslında oynamasa da olurdu.
Ama arkadaşlarıyla beraber olmaktan daha güzel hiçbir şey yoktu işte.

Sonra herkesin razı geldiği karar alındı: "Dokuzuncu çocuk", ilk devre bir takımda, ikinci devre diğer takımda oynayacaktı.

......



Yorumlar

Popüler Yayınlar