GİTMENİN GÜZELİ VE ŞAİR CEKETLİ ÇOCUK






Kafamın içinde Kazım.
Şair ceketli çocuk.


Türküsünü söylüyor...

"İşte gidiyorum, bir şey demeden.
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden.
Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden
Yol ayrılmış görmeden, gidiyorum. "

Kafamın içindeyim, Ankara'da.
ULUS 1. TBMM yakınlarında. Çarşı iznine çıkmışım, bir çay bahçesi olsa gerek oturduğum yer. Plastik sandalye ve masalar... Elimde çay, sigara. Bir de bol sayfalı gazete.
25 Haziran 2005.
Bir haber görüyorum, içim acıyor. "Karadenizli şarkıcı Kazım Koyuncu (33), uzun süredir kanser tedavisi gördüğü Amerikan Hastanesinde hayatını kaybetti... "

Kazım devam ediyor :

"Ne küslük var, ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında.
Sesin uzaklaşır her bir adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum." Kafamın içinde Kazım, en sevdiğim türküsünü söylüyor.
Nerede bir giden olsa, Kazım yine söylüyor.
Durmuyor, durduramıyorum. "Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönül kuşu şarkıdan yorulmadı.
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum. "

Bir adam ve bir kadın görüyorum. Mutsuzluk sarmış etrafı. Biri duruyor sonra, biri gidiyor. Hem de arkasını dönüp gidiyor.
Kazım gibi gitmiyor, anlıyor musun?
Lanetler bırakıyor ardında.
Kara bulutlar sarıyor etrafı.
Birinden biri gidiyor, kalan izliyor gidişini.
Ben izliyorum.
Kazım söylüyor. "İşte gidiyorum... " " Gitmenin güzeli mi olur lan?" diyorum, aklım hâlâ almıyor.


Ama işte Kazım...

Gidişlerin güzelini anlatıyor.

"Şikayet etmeden, küsmeden, ayak izi vermeden, ışıklar sönmeden" gitmeyi öğretiyor.


Kafamın içinde Kazım,
Gitmeyi öğretiyor...



18/03/2016

Yorumlar

Popüler Yayınlar