Şey'den Gelimli Hikâye

//BURAYA "ŞEY" FOTOĞRAFI GELECEK//

-- O ne öye? Değişik?
-- He, dur bak ben sana onun hikayesini anlatayım.
Şimdi bundan yıllar önce, acayip eski ama.
Şöyle söyleyeyim, sen benden büyüksün ama sen hatırlamazsın. Ama ben hatırlarım. Çünkü niye? Çünkü hikayeyi ben yazıyorum.

Bundan yıllar önce bu gördüğün şeyle ilgilİ bi’ şey oldu. O da şöyle oldu; aslında normalde olacağı yoktu. Normalde olacağı yoktu ama bir şeyler oldu ve oldu. Yani şimdi onu aslında çok da kurcalamamak lazım. Bi şeyler oldu yani, o da oluverdi. Olaylar öyle gelişti. Bi’ olaylar oldu. O gördüğün şey de – ona niye “şey” deyip duruyoruz, aslında onun bi ismi yok yani böyle baktığın zaman vazoya da benziyor, efendim ne söyleyeyim (vazoya başka ne benzer ya?) küpe de benziyor böyle atlın küpü gibi falan, öyle bir şeye de benziyor ama o bi şey yani sonuçta onun adı “şey”. Özel bir isim de koyamadık zaten öyle de kaldı. O yüzden de biz “şey” diyoruz.

Şimdi, sene işte bin dokuz yüz çok eskilerden olunca;  tabii o zaman teknolnoji yok. O zaman böyle her gördüğün şeyi ‘çat’ diye tanıyamıyorsun. Tanıyamadığın şeyin ne olduğunu google’a, şuraya, buraya soramıyorsun. Ben ve bir arkadaş bu “şey”i gördük.

“Şey”i gördük görmesine ama, anlamadık da; bu nedir? Başladık kendi kendimize konuşmaya. Sonra baktık ki bu işler öyle olmuyor. Kendi kendine konuşana da deli diyorlar. E, biz de o zamanlar deliliğimizi inkar ediyoruz, kabul edesimiz yok. Aldık onu geldik işte, koyduk eve. Öyle duruyor. İstersen vereyim sana, çok da önemli değil yani.

12/03/2019

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar